MERCEDES-BENZ TÜRK’ÜN İCRA KURULU BAŞKANI SÜER SÜLÜN, “YURT İÇİ SATIŞLARIMIZ PAZARDAKİ DARALMAYA BAĞLI OLARAK BİR MİKTAR AZALSA DA ÖZELLİKLE AKSARAY’DAKİ KAMYON FABRİKAMIZA YAPTIĞIMIZ YATIRIMLARIN DA ETKİSİYLE İHRACAT HACMİMİZİ GİDEREK ARTIRIYORUZ.” DİYOR.
Ülkemizde otomotiv sektörüne en fazla yatırım yapan şirketlerin başında Mercedes-Benz Türk geliyor. İstanbul Hoşdere’deki fabrikasında otobüs, Aksaray’daki fabrikasında da kamyon üreten Mercedes-Benz Türk’ün İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün; satış, yatırım ve hedeflerle ilgili sorularımızı cevapladı.
Türkiye’deki 50. yılınızı kutladığınız 2017’de yaklaşık 50 bin araç satışı gerçekleştirmiştiniz. Döviz ve banka kredi faizlerinde artışların yaşandığı 2018 sizin için nasıl başladı, şu an üretim ve satışlar nasıl gidiyor?
2017, şirketimizin 50. yıl dönümü olması sebebiyle bizim için büyük önem teşkil ediyordu. Toplam 423 adet otobüs, 9 bin 128 adet kamyon, 9 bin 41 adet hafif ticari araç, 25 bin 588 adet otomobil ve 4 bin 598 adet ikinci el satışı gerçekleştirerek 2017 yılını başarılı bir şekilde kapattık. 2018’de Türkiye otomotiv pazarının yükselen kur ve faizlerin etkisiyle 2017’den daha düşük bir seviyede kapanacağını öngörüyoruz. Bu yıla baktığımızda ise yurt içi satışlarımız pazardaki daralmaya bağlı olarak bir miktar azalsa da özellikle Aksaray’daki kamyon fabrikamıza yaptığımız yatırımların da etkisiyle ihracat hacmimizi giderek artırıyoruz. Bu artışın önümüzdeki yıl da devam edeceğini düşünüyoruz. Bu gelişmelerin yanı sıra, ürünlerimizde de önemli yenilikler bulunuyor. Ocak ayında yeni Tourismo otobüsümüzün lansmanını gerçekleştirdik. İstanbul Hoşdere’deki fabrikamızda geliştirip ürettiğimiz yeni Tourismo, hem turizm hem de şehirlerarası yolcu taşımacılığına getirdiği birçok yenilikle müşterisine sunuldu. Binek otomobil pazarında Yeni A-Serisi aracımızı haziranda Türkiye’de satışa sunduk. Hafif ticari araçlar tarafında 2018’in üçüncü çeyreğinde taşımacılık sektöründe fark yaratan Mercedes-Benz Sprinter aracımızın üçüncü nesli ve 2018’in son çeyreğinde pick-up dünyasının sınırlarının ötesinde olan Mercedes-Benz X-Class aracımızın V6 motorlu versiyonu gelecek. Bunun yanı sıra bu yıl, geçtiğimiz sene temel atma töreniyle duyurduğumuz Aksaray’daki yeni AR-GE merkezimizin açılışını yapacağız. 
AKSARAY’DAKİ FABRİKAMIZIN KAPASİTESİ İKİ KATINA ÇIKACAK
Üretim, satış ve ihracat anlamında 2018 sonu hedefleriniz nedir? Bu hedeflerinize ulaşabilecek misiniz?
2018’de hedeflediğimiz en önemli konular; üretimdeki performansımızı devam ettirmek, yeni ürünlerimizi pazarda tutundurmak, ihracat hacmimizi artırmak, ürünlerimizin yanında hizmet alanında da artış sağlamak, AR-GE ve bilişim teknolojileri alanlarındaki çalışmalarımıza hız kazandırmak ve kurumsal sosyal sorumluluk projelerimizle topluma yapılan katkıyı devam ettirmek. Mercedes-Benz Türk olarak 1967’den 2017 sonuna kadar 1,14 milyar Euro’yu aşan yatırımlar gerçekleştirdik. Sadece 2017’de 82 milyon Euro tutarında yatırım yaptık. 2016’da başlattığımız, 113 milyon Euro’luk yatırımla Aksaray’daki fabrikamızın kapasitesini iki katına çıkartacak projemizi 2018 içerisinde tamamlayacağız. Bu önemli yatırımın sonucu olarak bugünkü ihracatımızın üzerine her yıl 1 milyar Euro daha eklemeyi hedefliyoruz. Mercedes-Benz kamyonlarının yol testlerini Türkiye’de yapacak, Anadolu’dan dünyaya mühendislik ihraç edeceğiz.
Dövizdeki ani yükselişler ve kredi faizlerinin yüksek oluşu, işlerinizi nasıl etkiliyor?
Kur artışı ve faizlerdeki durum sadece otomotiv sektöründe değil, elbette genel anlamda da satış oranlarına etki ediyor. Kurdaki değişimleri ister istemez fiyatlarımıza yansıtıyoruz. Ayrıca, artan faiz oranları da müşterilerimizin alım gücünü etkiliyor. Ancak Mercedes-Benz Finansal Hizmetler aracılığıyla sunduğumuz finansal çözümlerimiz sayesinde müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılamaya aralıksız olarak devam ediyoruz.
SANAYİ VE KAMU ARASINDAKİ İŞ BİRLİĞİ KUVVETLENDİRİLMELİ
Üretim, istihdam ve ihracat anlamında Türkiye’nin en büyük şirketlerinden biri olarak şu an Türk ekonomisinin ve sanayisinin en önemli sorunları nedir?
Küresel rekabetin her geçen gün arttığı günümüz ekonomisinde, otomotiv sanayisinin var olan rekabet ortamına hızlıca adapte olduğunu söylemek mümkün. Sanayi ve kamu arasındaki iletişimin artırılarak iş birliğinin kuvvetlendirilmesi, sanayimiz sürdürülebilir bir biçimde büyümesine fayda sağlayacaktır. Daha önce üzerinde çalışma yapılan ancak henüz somut bir adım atılmayan ihracatçılar üzerindeki KDV alacağı yükünün hafifletilmesi konusu ve yurt içi satışlarda ise özellikle ticari araç kategorisinde tüketicilerin üzerindeki finansal yükü hafifletecek devlet destekli kredi seçeneklerinin sunulması otomotiv sanayisinin gelişimi açısından önem taşırken; diğer yandan yan sanayi üretiminin gelişmesi de son derece önemli bir durumdur. Yerlileşme oranını arttırabildiğimiz ölçüde üreticilerimizin yurtdışı pazarlarda rekabet gücü artacaktır. 
