Ana içeriğe atla

itt

SORUN YASALARDA DEĞİL KAFALARDA

09.03.2018 - 15:15

İstanbul Kültür Eğitim Kurumları Okullar Koordinatörü Biriz Kutoğlu, “Ülkemizde kadın-erkek eşitliğine dair yasalar yeterli olsa da toplumda sorunlar olduğunu düşünüyorum.” diyor.

Tüm dünyanın olduğu kadar ülkemizin de en büyük sorunlarından biri, kadınların sosyal hayattan soyutlanmaları. Hâlâ belli bir yaştan sonra eğitim hayatları sona eriyor, iş hayatında fazla yer alamıyorlar ve dolayısıyla sosyal hayattan da uzak kalıyorlar. Buna rağmen her alanda yönetici pozisyonunda birçok kadın görüyoruz. Onlardan biri de İstanbul Kültür Eğitim Kurumları Okullar Koordinatörü Biriz Kutoğlu. Kutoğlu ile kadınların sorunlarını konuştuk.  

Ülkemizde kadınların iş hayatındaki yerinden başlayalım. Sizce son durum ne?
19. Yüzyıl sonlarından bu yana kadınların daha eşit ve daha yaşanılır dünya için verdikledi mücadele, toplumların her kesiminde yankısını buldu ve destek gördü. Günümüzde uluslararası insan hakları belgelerinde her insanın eşit ve özgür doğduğu, herkesin insan haklarına ve temel özgürlüklere hiçbir ayrım gözetilmeksizin fırsat eşitliği çerçevesinde sahip olduğu ve cinsiyete dayalı ayrımcılığın kabul edilemezliği ilkeleri benimsendi. Ancak araştırmalar gösteriyor ki profesyonel anlamda yönetim kademesine kadar yükselen kadınların sayısı oldukça az. Kadınlar, yönetici olarak, kurumsallaşmış ve genellikle yabancı şirketlerde yer alıyorlar. Bununla birlikte kadın yöneticilerin yüzde 90’a yakını orta kademede görev yapıyor. Bu sayıların giderek daha çok artacağına inanıyorum.

İş hayatındaki kadınların sayısı neden yavaş artıyor?
Araştırmalar, Türkiye’de kadınların iş hayatında yönetici pozisyonuna gelebilmesi için hem kendi bakış açılarını hem de toplumun bakış açısını değiştirmek zorunda olduğunu gösteriyor. Kadının iş hayatında kalmasını kolaylaştıran yasal düzenlemeler yetersiz ancak dahası, var olan yasaların da tam anlamıyla uygulanmaması. İş hayatında kadının önüne çıkan ve çıkarılan engeller 30 yıldır değişmemiş. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 2017 verilerine göre, Türkiye’de kadın istihdam oranı artmış ancak orta ve üst düzey kadın yönetici sayısında paralel bir artış görülmemiş. Kadınların, kariyer yolculuğunda ev sorumluluklarıyla ilgili yeterli desteği alamayınca, kariyer hedeflerini hayatlarından çıkardığını düşünüyorum.

‘ÇALIŞAN ERKEK’ YOK, ‘ÇALIŞAN KADIN’ NEDEN VAR?
Ülkemizde birçok kadın, eğitim-öğretim imkânlarından ve çalışma hakkından yoksun bırakılıyor. İş hayatına girdiğinde ise ayrımcılık ve gelir adaletsizliği gibi birçok sorunla karşılaşabiliyor. Kadının toplumdaki ve iş dünyasındaki bu konumunun değişmesi sizce neye bağlı? Bu değişimde eğitimin rolü ne derece önemli?

İş hayatı, bir yandan kadının üretkenliğini, toplumsal saygınlığını, özgüvenini artırıp ekonomik özgürlüğünü sağlarken; diğer yandan geleneksel değerlere dayalı tutumların sürdürülmesi de kadın için çeşitli sorunları beraberinde getiriyor. Ülkemizde kadın-erkek eşitliğine dair yasal gereklilikler çok büyük oranda yerine getirilmiş olsa da toplumsal hayatta kadın ve erkeğin eşit görülmesinde sorunlar olduğunu düşünüyorum. 

Ne gibi sorunlar?
Dünya üzerinde ‘çalışan erkek’ gibi bir kavram yokken ‘çalışan kadın’, ‘çalışan anne’ gibi kavramların olması bile kadının iş hayatında yaşadığı zorlukların bir ispatıdır. İşte ‘çalışan kadın’, bu algıya karşı dimdik ayakta duran kadındır. Her sorunun çözümünde olduğu gibi kadınların iş yaşamında karşılaştığı problemin çözümünde de ‘eğitim’ var. Son yıllarda kamu ve özel sektör tarafından yürütülen kız çocuklarının eğitilmesini teşvik eden proje ve kampanyaların uzun vadede kadınların kariyer yaşamlarına olumlu etki edeceğini düşünüyorum. Kadınlara mesleki eğitim veren, iş edindiren kurs ve programların iş hayatında kadın istihdamının artırılmasında önemi büyük.

ŞİDDETİN SON BULMASI EN BÜYÜK ARZUM
Şu an İstanbul Kültür Eğitim Kurumları Okullar Koordinatörü olarak görev yapıyorsunuz. Görevinizi yerine getirirken nelere dikkat ediyorsunuz? Kadın bir yönetici olarak nasıl bir yönetim modelini benimsiyorsunuz? 

Adil olabilmek, olayları doğru analiz edebilmek, iletişim biçimi çok önemli. Ben, demokratik bir yönetim modelini benimsiyorum. Takım ruhunun oluşması ve takım oyuncusu olabilen lider olmak bence çok önemli. Yanlışlara karşı yaptırım uygulayan değil, iş geliştiren yönetici olabilmeyi önemsiyorum. Denetleyen değil, destek sağlayan yönetici olmak da işin bir başka boyutu. İş yerinde başarı; hedef belirleme, planlama, iletişim, motivasyon ve mutlulukla ortaya çıkıyor. 

Türkiye’de son dönemde daha da artan kadına yönelik şiddet olaylarıyla ilgili düşünceleriniz nedir? Sizce Türkiye’de kadına yönelik şiddetin son bulması için neler yapılmalı?
21. Yüzyıl’ın en büyük insan hakları meselelerinden biri, kadın hakları meselesidir. Kadına yönelik şiddet ne yazık ki var olan, son zamanlarda Türkiye’de artan ve hepimizi derinden yaralayan bir konu. Kadına şiddetin son bulması ve kadınların hak ettiği değeri görmeleri, bir kadın, bir anne, bir eğitimci ve bir Cumhuriyet kadını olarak en büyük arzum. Kadına yönelik şiddetin son bulması için hukukta düzenlemeler yapılması, kız çocuklarının eğitim sürecine katılımının desteklenmesi, çocuk evliliklerin önlenmesi, kadınlara yönelik mesleki gelişim programlarının ve kadın istihdamının teşvik edilmesi, toplumumuzun kadın erkek eşitliği konusunda erken yaşlardan itibaren bilinçlendirilmesi gerekmektedir. 

İNANIYORUM Kİ DAHA DA GÜÇLENECEĞİZ
Kadınların bir gün güçleneceğine inanıyor musunuz?

İnanıyorum. Yaşadığı topluma katkıda bulunan, sırf kadın olduğu için karşılaştığı olumsuzluklara karşın üretmeye devam eden biz kadınlar, girişimcilik, bilim, teknoloji, sanat, spor, eğitim ve daha pek çok alanda sayıca daha da güçleneceğiz. Kadınlara birçok Avrupa ülkesinden çok daha önce siyasi haklarını veren Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi “Mümkün müdür ki bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça diğer kısmı göklere yükselebilsin? Şüphe yok ilerleme adımları, iki cins tarafından beraber, arkadaşça atılmalı ve gelişme sahalarında ve yenilikte birlikte mesafe alınmalıdır.”

Dünya Kadınlar Günü ile ilgili mesajınız nedir?
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü içtenlikle kutlar, bugünün tüm dünyada ve ülkemizde, kadınların başta yaşam hakları olmak üzere, sosyal yaşamın tüm alanlarında eşit haklar elde ettikleri, birlik ve beraberlik için de yaşadıkları gün olarak kutlanmasını temenni ederim. 

a

Yukarı