Ana içeriğe atla

itt

“İnovasyona açık olmak başarının olmazsa olmazı”

13.02.2018 - 14:37

Çalışmalara ara vermeden ilk günkü aşk ve heyecanla devam ettiklerini belirten Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (Müsiad) Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahman Kaan,  “Bizden öncekilerden aldığımız bayrağı, gelecek nesillere daha güzel bir şekilde emanet edebilmek adına var gücümüzle çalışmalarımızı sürdürüyoruz” ifadelerinde bulundu. Kaan, günümüzün büyük şirketlerinin bir yandan geleneklerine bağlı kalırken bir yandan da yeniliklerin peşinden koştuklarını söyleyerek, inovasyona açık olmanın başarının olmazsa olmazı olduğuna dikkat çekti.

MÜSİAD’ın kuruluş öyküsünü ve kurulduğu günden bu yana kaydettiği aşamaları kilometre taşlarıyla özetler misiniz?
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD); hakkın ve hukukun, adaletin ve eşitliğin, barışın ve güvenin, refahın ve mutluluğun sağlandığı; tarihe ve topluma mal olmuş mahalli ve evrensel değerlerin gözetildiği, kendi içinde bütün, bölgesinde, ekonomik ve siyasi alanda etkin, dünyada saygın bir Türkiye hayaliyle yola çıkan hassasiyet sahibi bir grup genç işadamının, 9 Mayıs 1990 tarihinde İstanbul’da kurdukları bir ‘İşadamları Derneği’dir.
Bilindiği gibi Türkiye 24 Ocak kararlarıyla birlikte yeni bir döneme girdi. Bu dönemde özellikle Rahmetli Turgut Özal’ın teşvikleri ve gayretleriyle bir Anadolu sermayesi oluşmaya başladı. Ekonomi alanında yapılan düzenlemelerle birlikte müteşebbislerin önü açılmaya başladı. MÜSİAD böyle bir dönemde, rahmetli Necmettin Erbakan ve o dönem İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinde bulunan Cumhurbaşkanımız Recep Erdoğan’ın da destekleriyle kuruldu.  O dönemlerde Türkiye’de özellikle dini hassasiyeti olan kesimler üzerinde büyük bir baskı vardı. Özellikle ‘yeşil sermaye’ adı altında, muhafazakar iş insanları üzerinde birtakım yaptırımlar uygulanıyordu. 28 Şubat sürecinde ise bu baskılar giderek arttı. Çeşitli karalama kampanyaları ve algı operasyonları ile MÜSİAD ismi lekelenmeye çalışıldı. Bu süreçte üyelerimiz üzerine yapılan baskılar neticesinde birçok işadamı bizimle yollarını ayırmak durumunda kaldı. Takip eden yıllarda ise MÜSİAD ‘2002 ekonomik krizi’, ‘2007 yılı e-muhtırası’, ‘17-25 Aralık komplosu’ ve son olarak ‘15 Temmuz darbe girişimi’ süreci gibi önemli badireler atlattı. Bu süreçlerde her zaman olduğu gibi devletimizin ve milletimizin yanında yer aldık. Çalışmalarımıza hiçbir zaman ara vermeden, ilk günkü aşk ve heyecanla devam ettik. MÜSİAD bugün bütün bu süreçleri atlatarak Türkiye’nin 86 noktasında, dünya genelinde ise 68 ülkede, 181 ayrı noktada bulunan bir STK haline geldi. Bugün de bizden öncekilerden aldığımız bayrağı, gelecek nesillere daha güzel bir şekilde emanet edebilmek adına var gücümüzle çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Nasıl bir eğitim gördünüz, iş hayatına ne zaman başladınız?
1967 yılında Trabzon’da doğdum. Lise eğitimimi 1980-1985 yılları arasında Bakırköy İmam Hatip Lisesi’nde tamamladım. Öğrenim hayatıma uzunca bir süre ara verdikten sonra 2013 yılında Anadolu Üniversitesi, İşletme Fakültesi’nden mezun oldum. Liseyi bitirdikten sonra iş dünyasına atıldım. 1985 yılından beri Kaanlar Gıda Sanayii’nde Yönetim Kurulu Üyeliğini sürdürüyorum. 1996’dan beri üretim-pazarlama ve satış alanlarında yöneticilik yaptım. Takip eden yıllarda iş geliştirme ve AR-GE’de üst düzey görevlerde bulundum. Şu an için şirketin ulusal ve uluslararası zincirlere ürün satışını sürdürmeye devam ediyorum.
İş hayatının yanı sıra sivil toplum faaliyetlerimizi sürdürmeye devam ediyoruz. Kurulduğu günden beri MÜSİAD içerisinde görevlerde bulunuyoruz. MÜSİAD’da 2003-2006 yılları arasında Gıda Tarım Sektör Kurul Başkan Yardımcısı, 2006-2009 yılları arasında Gıda Tarım Sektör Kurul Başkanı olarak görev yaptım. 2009’dan sonra MÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi olarak Sektör Kurullarından Sorumlu Başkan Yardımcılığı, Bütçe ve Mali İşler Başkanlığı ve 4 yıl da Teşkilatlanmadan Sorumlu olarak hizmet verdim. 2012 yılından bu yana ise Yurtiçi Teşkilatlanmadan ve Eğitim, Kültür, Araştırma ve Yayınlar komisyonlarından sorumlu MÜSİAD Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürüttüm. 2016 yılının Haziran ayından bu yana Genel Başkanlık görevini sürdürüyorum. Evli ve üç çocuk sahibiyim. Orta derecede İngilizce ve iyi derecede Arapça biliyorum.

İş dünyasının ve ekonominin gidişatına ilişkin görüşleriniz nelerdir? Türkiye ekonomisini nasıl günler bekliyor?
Bilindiği gibi 2017 yılı Türkiye ekonomisi için güçlü büyüme oranlarının gerçekleştiği bir dönem oldu. İlk iki çeyrekte yüzde 5,3 ve yüzde 5,4 olarak gerçekleşen büyüme, 3. çeyrekte ivmesini daha da artırdı ve yüzde 11,1 ile son 6 yılın en iyi büyüme oranı gerçekleşmiş oldu. Yılın tamamı için büyüme oranının yüzde 7 civarında olacağını tahmin ediyoruz. 2018 yılı da böyle bir motivasyonla girdiğimiz ve önde gelen ekonomiler arasından pozitif olarak ayrıştığımız bir yıl olacaktır. Ekonomi yönetimi tarafından alınan ek tedbir ve teşviklerle üçüncü çeyrekte 4 ana faaliyet kolunda da genişleme gözlendi. 2018 yılında da hizmetler, sanayi, tarım ve inşaat sektörünün canlılığını sürdürmesini bekliyoruz. Bilhassa imalat sanayiinde gerçekleşen yüzde 15,2’lik artışla, yüzde 14,8 oranında genişleyen sanayi sektörü önümüzdeki dönem için umut veriyor. Bu bağlamda, 2018 yılında Türkiye ekonomisindeki gelişmelere paralel olarak reel ekonomiye yönelik iyimser beklentilerimizi koruyoruz. Nitekim üyelerimizin katılımıyla gerçekleştirdiğimiz ‘2017 Ekonomi Değerlendirmesi ve 2018 Beklentiler Anketi’ sonuçları da yeni yıla ilişkin beklentilerin iyimser olduğuna işaret etmektedir. Buna göre üyelerimizin yüzde 50’si 2018 yılında yatırımlarında artış beklerken, azalış bekleyenlerin oranı yalnızca yüzde 18’dir. Yüzde 42’si 2018’de istihdamlarında artış öngörürken yüzde 15’i istihdamlarında azalma beklemektedir. Yine üyelerimizin yüzde 57’si 2018 yılının genel anlamda 2017’den daha iyi geçmesini beklerken, kötümser olanların oranı yüzde 23’te kalmıştır. Kısacası reel sektör temsilcileri, 2018 yılından oldukça umutlu. Bu bağlamda biz de 2018’de Türkiye ekonomisinin güçlü büyüme performansını sürdüreceğine inanıyoruz.
Küresel ekonomik krizin ardından dünya genelinde büyüme, üretim ve dış ticaret rakamlarında henüz kriz öncesindeki seviyelere ulaşılamadı. Ancak son dönemde küresel ekonomide ılımlı toparlanma sürecinin hızlandığını görüyoruz. Bu gelişmede ABD ekonomisinde gözlenen olumlu gelişmelerin yanı sıra Avro Bölgesi’nde ekonomik aktivitenin canlanması etkili oldu. IMF tahminlerine göre 2018 ve 2019 yılında küresel ekonomi yüzde 3,9 oranında büyüyecek. Bu 2011’den sonra en yüksek büyüme oranı olacak. Dünya Ticaret Örgütü’nün analizine göre küresel ticaretin de 2018 yılında yüzde 2,1-yüzde 4,0 bandında büyümesi bekleniyor. Bu gelişmeler bağlamında Türkiye ekonomisinde gözlenen olumlu seyrin de önümüzdeki yıllarda sürmesini bekliyoruz. En büyük ihracat pazarımız olan Avro Bölgesi ekonomisinde devam eden canlanmanın önümüzdeki dönemde de Türkiye’nin ihracat performansına olumlu yansımasını ve 2018’de toplam ihracatımızın mevcut performansını da aşacağını; güçlü büyüme performansının da devam edeceğini tahmin ediyoruz. 

Özellikle genç girişimcilere tavsiye ve önerileriniz neler olacak? Gençler nasıl hareket ederlerse başarıya ulaşabilir?
İş dünyası mücadeledir; adım attığınız ilk günden itibaren karşınıza çıkacak, önünüze konacak engellerle savaşmaktır. Bu mücadelenin altından kalkabileceğinize inancınız varsa, girişimci bir ruhunuz var demektir. Bir girişimciyi yolda yoran, ümitsizliğe kapılmasına sebep verecek birçok şey olabilir. Bu noktada gençlere tavsiyem, asla yılmasınlar, yorulmasınlar. İş yaparken önce kendinize, sonra yaptığınız işe sonuna kadar inanmanız gerek. Bu noktada cesaret çok önemli. Cesaret diyoruz fakat; kuru, içi boş bir cesaret, sizi iş dünyasına değil, olsa olsa kısa süreli bir maceranın içine atacaktır. Cesaretin yanında inanç, çalışkanlık ve her zaman gelişme isteği olacak ki, yolunuz hep açık olsun. Genç girişimcilere verebileceğim bir diğer tavsiye ise erdem ve dürüstlüğü hayatlarının merkezlerine koymaları; beyinlerini daima iyiye ve doğruya ulaşmak için kullanmaları... Bu toprakların bizlere bahşettiği kadim dostluk, kardeşlik ve barış inancından hiçbir zaman ayrılmamaları... Bütün bu aşamaları yerine getirdikten sonra genç girişimcilerimiz başarıya ulaşabileceklerdir.

Biraz da sosyal sorumluluk projelerinizden bahseder misiniz?
Sivil Toplum Kuruluşlarının başlıca amacı; ülke sınırları içerisindeki toplumsal ve ekonomik sorunlara dikkat çekerek bu sorunların çözümü için çaba harcamak, uluslararası alanda ise ülkenin tanıtımına ve olumlu imajına katkıda bulunmaktır. Bu bağlamda dünyanın en yaygın STK’larından biri olan MÜSİAD’ın payına düşen görev; bir işadamları derneği olarak yalnızca ekonomi sahasında değil, aynı zamanda ülke toplumunun menfaatine olacak her alanda faaliyet göstermektir. Çalışmalarımızı bu doğrultuda sürdürerek, Türkiye’nin kalkınması için birçok proje üretmeye gayret ediyoruz. 
Bu bağlamda geçtiğimiz aylarda, MÜSİAD Perakende ve Pazarlama Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi açılışını gerçekleştirdik. Okulumuz aynı zamanda Türkiye’de perakende alanında açılan ilk tematik okul olma özelliğini de beraberinde taşıyor. Bugün Sanayi 4.0 en çok konuşulan kavramlardan biri. Bizler Türkiye’nin 4.Sanayi Devrimi yaşanırken nasıl bir konumda yer alacağını tartışıyoruz. Bu noktada tematik okullara ve meslek liselerine büyük bir iş düşüyor. 
MÜSİAD olarak; tüm dünyada zulme uğrayan, baskı altında kalan ve mağdur olan kardeşlerimiz için yardım kampanyalarımızı sürdürüyoruz. Bu bağlamda geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanımızın Eşi Emine Erdoğan’ın ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız Fatma Betül Sayan Kaya’nın katılımlarıyla, Suriye’deki, Filistin’deki ve Arakan’daki kardeşlerimiz adına yardım kampanyası düzenledik. Ayrıca Genç MÜSİAD tarafından Şırnak’ta zor durumda bulunan kardeşlerimiz için kılık-kıyafet ve erzak yardımında bulunduk. Yine yakın zamanda Kadın Çalışma Grubumuzun katkılarıyla yardım kampanyası düzenledik. İlerleyen günlerde de aynı aşk ve iştiyakla mazlum coğrafyaların sesi olmaya devam edeceğiz.

MÜSİAD’ta bugüne kadar önemli çalışmalara ve başarılara imza attınız. Son olarak ise Yönetim Kurulu Başkanı olarak göreve geldiniz. Peki, yakaladığınız bu başarıyı neye borçlusunuz, başarınızın sırrını açıklar mısınız?
Öncelikle başarının altında yatan en temel etmen çalışmak… Bunu vurgulamak isterim. İş disiplinini hiçbir zaman elden bırakmadan, önünüze koyduğunuz hedeflere ulaşmak için kararlılıkla çalışmanız gerekiyor. Tabii bunun yanı sıra yaşadığınız çağın gereklerini iyi bilmelisiniz. Sürekli çağa ayak uydurmak, kendinizi güncellemek ve gelişime açık olmak, sürdürülebilir başarı için gerekli şartların başında geliyor. Günümüzün büyük şirketlerine baktığımızda, bir yandan geleneklerine bağlı kalırken bir yandan da her zaman yeniliğin peşinden koşan yapılar görüyoruz. Bu nedenle inovasyona açık olmak başarının olmazsa olmazı olarak kabul edilebilir.
Başarıda bir diğer husus ise yaptığınız işin ayrıntısına hakim olmak… Çıraklığını bilmediğiniz işin ustası olamazsınız diye bir söz var. Bizler de çıraklıktan başlayarak bugünlerimize geldik. İşlerimizi ilk günkü ciddiyet ve heyecanla, başarılı bir şekilde sürdürüyoruz.

a

Yukarı