Ana içeriğe atla

itt

“BAŞARININ TEMEL KURALI SABIRLA ÇALIŞMAK”

13.12.2017 - 13:49

Finans sektörünün doğal yoğunluğu yanında Vakıf Katılım’ın yeni kurulan ve henüz iki yılını doldurmayan bir katılım bankası olmasının getirdiği ekstra yoğunlukları da omuzlamış olan Vakıf Katılım Bankası A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü İkram Göktaş, iş hayatında başarıyı yakalamanın sırrı olarak sabırlı olmayı gösteriyor. Göktaş’a göre gençlerdeki en önemli sıkıntı da bu, her şeyin bir anda olmasını istemek… Göktaş konuya ilişkin görüşlerini şu şekilde beyan etti: “Gençlere tavsiyem çalışmanın yanında sabır ilkesinden de ödün vermemeleri. Siz doğru olduktan sonra, yanlış gördüğünüz eğriler de zamanla size uyacaktır.”

Öncelikle röportajımıza sizi tanımakla başlayalım? İkram Göktaş kimdir? Nasıl bir eğitim gördü, iş hayatına ne zaman başladı, nelerden hoşlanır?
1969 yılında Bitlis, Mutki’de doğdum. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü’nden mezun oldum. 1992 yılında Garanti Bankası Teftiş Kurulu Başkanlığı’nda Müfettiş olarak iş hayatıma başlangıç yaptım. Devam eden yıllarda katılım bankacılığı sektöründe çeşitli pozisyonlarda görev aldım. 2015 yılı Ekim ayı itibariyle Vakıf Katılım Bankası A.Ş. Yönetim Kurulu Üyeliği ve Genel Müdür görevini yürütmekteyim. 
Sporun hemen her dalından hoşlanırım. Gençlik dönemlerimde uzun süre futbol ve basketbol oynadım. Ancak iş hayatının getirdiği yoğunluk nedeniyle aktif olarak spor yapmaya çok fazla vakit bulamıyorum. Artık iyi bir spor izleyicisi/yorumcusu oldum diyebilirim. 
Genel itibariyle sosyal bir insan olarak tanınırım. Üç çocuğum var. İş dışı vakitlerimi mümkün olduğunca ailemle geçirmeye çalışıyorum. Tüm canlıları seviyorum, özellikle kediler… Arkadaşlarım kedileri paratoner misali kendime çektiğimi söyler hep. Nereye gitsem mutlaka bir kedi bulur beni…

Eminim ki oldukça yoğun bir temponuz vardır. Peki, bu kadar yoğun çalışan birisi olarak bir iş gününüz nasıl geçiyor, gün içerisinde neler yapıyorsunuz?
Finans sektörünün doğal yoğunluğu yanında Vakıf Katılım’ın yeni kurulan ve henüz iki yılını doldurmayan bir katılım bankası olmasının getirdiği ekstra yoğunlukları da omuzlamış durumdayız. İkinci kamu katılım bankası olmamız hasebiyle, müşterilerimizden bu kısa zamanda gördüğümüz ilgi ve teveccüh ne kadar önemli bir misyonu üstlendiğimizi her zaman hatırlatıyor bize. Bu nedenle sabah çok erken saatlerde başlayan iş trafiğimiz akşamın geç saatlerine kadar sürüyor. 
Yeni kurulan ve hızla gelişen bir yapı olmamız nedeniyle ürün ve hizmet tarafında pek çok çalışmalarımız oluyor. Bu doğrultuda günümüzün önemli bir kısmı bu ürünlerin geliştirilmesine yönelik strateji çalışmaları ile geçiyor. 

İş hayatınızda yakaladığınız başarıyı sizce neye borçlusunuz? Başarınızın sırrını açıklar mısınız?
Belki çok klişe bir söz gibi gelebilir ama başarının temel kuralı sabırla çalışmak. Siz özveriyle, mazeret üretmeden, sorunları çözmek için çalışırsanız, Allah da bu çalışmanın karşılığını mutlaka veriyor. Yeni nesil, işte bu noktada biraz sıkıntılı bir durumda… Gelişen teknoloji ve hızlanan yaşam döngüsü doğrultusunda yeni nesil her şeyin hemen olmasını istiyor. Gençlere tavsiyem çalışmanın yanında sabır ilkesinden de ödün vermemeleri. Siz doğru olduktan sonra, yanlış gördüğünüz “eğriler” de zamanla size uyacaktır. 

Biraz da Vakıf Katılım’dan bahsetme vakti geldi sanırım.  Vakıf Katılım’ın 2017 performans değerlendirmesini alabilir miyiz? Yılın sonlarına yaklaşırken büyüme tablonuzdaki değişimler neler oldu?
Kamu gücünü, yüzyıllara dayanan Vakıf Kültürü’yle harmanlayan Vakıf Katılım olarak, sektördeki temel misyonumuzu, mevcut pastadan pay alarak büyümek değil, sektörü ve dolayısıyla ülkemizin ekonomisini daha da büyütmek olarak görüyoruz.
Kurulduğumuz günden bugüne sürekli başarılı bir performans sergiliyoruz. Bu doğrultuda aktif büyüklükte 2016 yılına göre yüzde 124’lük büyüme gerçekleştirerek, 2017 yılı 3. çeyreği sonunda 10,51 milyar TL’lik aktif büyüklüğe ulaştık.
Aynı dönemde 8,39 milyar TL fon toplarken, reel sektöre 9,79 milyar TL finansman desteği sağladık. Geride bıraktığımız dönemde karlılık alanında gösterdiğimiz başarılı performansı bu çeyrekte de sürdürerek 91 milyon TL net kar elde ettik.
Strateji ve hedeflerimiz kapsamında şubeleşme çalışmalarına 2017 yılında da ağırlık vererek 30 şehirde 58 şube sayısına ulaştık.  Şube açtığımız bölgelerde halkımızın yoğun ilgisiyle karşılaşıyoruz; bize gösterilen bu teveccüh çalışma azmimizi ve inancımızı daha da güçlendiriyor. Büyüme stratejimiz ve müşterilerimize yakın olma ilkemiz doğrultusunda şubeleşme çalışmalarımıza önümüzdeki dönemde de devam edeceğiz. Müşterilerimizin hayatını kolaylaştıracak ve katılım bankacılığının tanınmasına destek olacak başta yeni ödeme sistemleri olmak üzere pek çok alanda ürün geliştirme çalışmalarımız devam ediyor. Yakın zamanda hayata geçecek bu ürünlerle ‘Katılım Bankacılığında Referans Kurum Olma’ vizyonumuzu çok daha ön plana çıkarabileceğiz.

2018 için yurt dışında büyüme planınız var mı? 
Bankacılık sektörüne yeni katılan bir oyuncu olarak bu aşamada büyüme stratejimizi yurt içinde şubeleşmek üzerine oluşturduk. Orta ve uzun vadede ise özellikle Türki Cumhuriyetler ve Afrika Ülkeleri’nde ortaya çıkabilecek fırsatları değerlendirebiliriz.

Katılım bankacılığının bankacılık sektöründeki mevcut durumu hakkında bilgi verir misiniz? 
Katılım bankaları ülkemizde 25 yılı aşkın bir süredir faaliyet göstermesine rağmen sektörden alınan pay bakımından halen istenilen seviyede değiller. Ancak, özellikle son yıllarda sektörün büyümesi açısından siyasi otorite pek çok adım attı ve bu adımları atmaya da devam ediyor. Kamunun katılım bankası kurarak sektöre oyuncu olarak girmesi, bu yaklaşımın en önemli göstergesi olarak değerlendirilebilir. Bunun yanında BDDK bünyesinde oluşturulan Katılım Bankacılığı Masası da siyasi otoritenin sektöre yaklaşımının pozitif olduğunu net bir şekilde göstermekte. Hükümet, buna ek olarak 2013 yılında BDDK ve TKBB ortaklığı ile düzenlenen Katılım Bankacılığı Çalıştayı’nda belirlenen eylem planının hayata geçirilmesi için Katılım Bankacılığı Üst Koordinasyon Kurulu’nu kurdu. Bu eylem planı katılım bankacılığına uygun yeni ürünler başta olmak üzere, tanıtım, yetişmiş insan kaynağı ve eğitim gibi birçok önemli konuyu kapsıyor. Hiç şüphesiz ki bu eylem planı hayata geçtiğinde katılım bankacılığı sektörü istenilen seviyelere gelecektir. Plandan hareketle önümüzdeki 10 yılda katılım bankacılığının bankacılık sektöründeki payının yüzde 15’lere yaklaşacağını tahmin ediyoruz.  
Önemli adımlardan bir diğeri ise Kalkınma Bakanlığı’nın 10. Kalkınma Planı’nın öncelikleri arasında yer alan İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Programı’nın 7. bileşeni olarak Katılım Bankacılığı ve Faizsiz Finans Sistemi’nin geliştirilmesi kararı alınmasıdır. İstanbul’un Finans Merkezi olması hem ülkemizi hem de İstanbul’u faizsiz bankacılık için bir cazibe merkezi haline getirecektir. Özellikle ülkemizin bulunduğu coğrafyanın yeni dünyanın merkezinde yer alması, Doğu’da üretilen enerjinin en büyük tüketici olan Batı’ya aktarımda ülkemizin ana transfer güzergahında olması, ülkemizin bölgesinde en önemli rol modeli olarak konumlandırılması, faizsiz bankacılığın merkezi olmamız açısından bizi ön plana çıkarıyor. 
Bu aşamada katılım bankaları olarak hızla büyümemiz ve bu alanda dünyadan aldığımız payı da hızla geliştirmemiz gerekiyor. Özellikle Körfez Bölgesi’ne yönelik çalışmalarla ülkemize getireceğimiz fonlar, bu bölgeden getireceğimiz yeni yatırımcılar ülkemizin katılım bankacılığının merkezi olmasında önemli katkılar sağlayacaktır. Sektörün gelişmesi için en büyük görevin biz katılım bankalarında olduğuna inanıyoruz. Sektör oyuncularının ürün ve hizmetlerinde çeşitlendirme yaparak toplumun tüm kesimlerini kucaklamaları, tanıtım çalışmalarına ağırlık vererek sektörün bilinirliğine katkı yapmaları ve müşteri sayılarını artırmaları sektör için bir gereklilik haline gelmiştir. Vakıf Katılım olarak biz de bu hedefler doğrultusunda emin adımlarla yürüyoruz.

Katılım bankacılığını konvansiyonel bankalardan ayıran noktalardan bahsedebilir misiniz?
Katılım bankacılığı, faizsiz bankacılık prensipleri üzerine inşa edilen,  toplumun ekonomik yönden gelişmesine ve adaletli bir şekilde ilerlemesine yardımcı olan bir finansal çözüm modelidir. Katılım bankacılığı üretim ve ticarete dayalı bir fonlama yapmasıyla konvansiyonel bankalardan ayrılırken aynı zamanda ekonominin doğrudan gelişmesine katkı sağlıyor. Katılım bankacılığı ayrıca konvansiyonel bankacılıktan farklı olarak bankalara uygun iş yapmak yerine müşterilerin fikirlerine uygun iş yapmayı önceliyor. 
Genel bir değerlendirme yaptığımızda; günümüzde katılım bankacılığı modelinin, dünya genelinde oldukça ilgi gören ve 2 trilyon Doları aşkın büyüklüğüyle göz kamaştıran, ülkemizde ise siyasi otoritenin de desteğiyle sektördeki payı her geçen yıl artan bir finans modeli olduğunu görüyoruz. Günümüzde global dünyanın geldiği noktada türev piyasaların aşırı büyümesi, daha fazla kazanç elde etme gayreti ile aşırı riskli enstrümanlara yatırım iştahının artması sonucunda yaşanan ciddi ekonomik krizler, girdikleri faiz yükü altında ezilen kişi ve ülkeler, temeli ekonomik sıkıntılara dayanan çatışma ve savaşlar dünya genelinde kabul gören ekonomik modellerde değişiklik yapılması ihtiyacını net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu noktada sosyal adalet ve ekonomik büyümeyi desteklemeyi temel felsefeleri arasında kabul eden katılım bankacılığı modelinin, önümüzdeki dönemde dünya piyasaları için en iyi alternatiflerden biri olacağını rahat bir şekilde söyleyebiliriz.  Birçok gelişmiş ülkede bankalar ve finans kurumları sıkıntılı dönemler yaşarken katılım bankaları sermayelerini ve şube ağlarını artırıyor, istikrarlı büyümesini devam ettiriyor. 
Vakıf Katılım olarak biz de bu aşamada, reel sektörle aktif bir işbirliği içinde olarak, kar-zarar ortaklığı projeleriyle katılım bankacılığı uygulamasını geliştirmek için çalışacağız. Ticari hayatın içerisinde aktif rol alarak gerçek bir alternatif oluşturacak; kaliteli ve fizibilitesi iyi yapılmış projeleri olan ancak yeterli sermaye birikimi bulunmayan yatırımcılarla işbirliği geliştirerek, Türkiye’ye yeni iş alanları kazandırmak için çaba sarf edeceğiz. Çalışma felsefemizin temel taşlarından biri olan Vakıf Kültürü ile katılım bankacılığına yeni bir soluk yeni bir yaklaşım getireceğimize inanıyoruz. Faaliyetlerimiz sonucunda elde ettiğimiz karın da bir kısmının vakıf işlerinde kullanılacak olması bizi diğer rakiplerimizden farklılaştıran en önemli unsurlardan biri olacak. Vakıf Katılım olarak bu yola çıkarken kamu desteğini ve gücünü, yüzyıllara dayanan adalet ve sosyal paylaşım esaslı Vakıf Kültürü ile aynı potada eritmeyi ve bu sayede katılım bankacılığı sektöründe bir dönüşüme önayak olmayı amaçladık. 

Vakıf Katılım’ın sosyal sorumluluk projeleri hakkında bilgi alabilir miyiz? Bu konudaki çalışmalarınız neler?
Genç kuşaklara unutulmaya yüz tutmuş kültürel değerleri yeniden hatırlatmak ve toplumda bu konuda farkındalık oluşturmak istiyoruz. Bu nedenle yaşadığımız dönem içinde eskiden olduğu gibi kuşlara barınak olan kuş evi geleneğimizi yeniden canlandırmak, kullanıma sunmak ve ekolojik olarak doğaya katkıda bulunmak için çalışıyoruz. Gençlerimizin sosyal sorumluluk bilinçlerini güçlendirirken, hoşgörü, adalet ve merhamet sahibi olmalarına da katkıda bulunmak ve insanları eskiden olduğu gibi iyilikle yarışır hale getirmeyi arzu ediyoruz.
Vakıf Katılım olarak kadim geçmişe ait eserleri yeniden hatırlatmak, geleceğe taşımak ve günümüz mimari projelerine, şehir planlamacılığına ilham kaynağı olmak amacıyla ‘Kuş Evleri’ projemizi hayata geçiriyoruz. 
‘Kuş Evleri’ yarışmasını iki dal ve iki kategoride gerçekleştireceğiz. Amatör ve profesyonel olmak üzere düzenleyeceğimiz yarışma ahşap, taş ve seramik malzeme kategorilerinde uygulamaya yönelik olarak Kuş Evleri tasarımlarından oluşacak. Tasarım yarışması ile tarihimizden bugüne ulaşan gelenekleri yansıtan, o dönemin yaşam felsefesini anlatan, taş yapıların dış yüzeylerine yerleştirilmiş kuş evlerinin günümüze uyarlanmış yeni tasarımlarının oluşturulmasını amaçlıyoruz.
Kuş Evleri tasarım yarışmasıyla eş zamanlı olarak günümüze kadar gelen tasarım harikası yüzlerce kuş evini fotoğraf karelerinde tekrar canlandırmak amacıyla Osmanlı’dan günümüze kuş evleri fotoğraf yarışmasını düzenliyoruz. 

Yeni yılda kaç şube açıp, ne kadar personel almayı planlıyorsunuz? 
Kuruluşumuzda zikrettiğimiz bir hedefimiz vardı. Bu doğrultuda 2018 yılı sonunda 100 şube sayısına ulaşmayı düşünüyoruz. Şube ağımızı genişletme stratejimiz doğrultusunda doğacak insan kaynağı ihtiyacını da düşünerek, 2018 yılında 350 yeni istihdam sağlamayı hedefliyoruz. 

Türkiye ekonomisini değerlendirdiğimizde nasıl bir tabloyla karşılaşıyoruz? Ekonomimize dair genel görüşleriniz neler? 
Türkiye 2017 yılının ikinci çeyreğini yüzde  5.1 büyüme oranı ile tamamladı. Üçüncü çeyrekte bu rakamın çift hanelere yaklaşacağı öngörülüyor. Talep kaynaklı bu büyüme dinamiğinin önümüzdeki dönemde de devam ederek yılı önemli bir büyüme oranı ile tamamlayacağımızı düşünüyoruz. 
Yine Türkiye’nin diğer makro göstergelerine baktığımızda; güçlü bütçe performansı, kamunun düşük borç stoğu verileri ve güçlü sermayeli bankacılık sektörü dikkate alındığında, Türkiye ekonomisinin son dönemlerde yaşanan pek çok olumsuz gelişmeye rağmen güçlü bir görünüm gösterdiğini söyleyebiliriz. Türkiye ekonomisinde, tasarruf açığı nedeniyle cari açığının finansmanının yurt dışı fon girişine bağımlı olması ve başta gıda fiyatlarından kaynaklanan ve yeniden çift haneye yükselen TÜFE enflasyonu, önümüzdeki dönemde yönetilmesi gereken sorunlar olarak karşımıza çıkmaktadır. 
Türkiye ekonomisi işsizliği azaltmak ve refah seviyesini daha da yükseltmek için önümüzdeki yıllarda sürdürülebilir yüksek büyüme oranlarına ihtiyaç duymaktadır. Bu da ekonominin kapasitesini artıracak yüksek tutarda özel sektör yatırımları ile mümkün olacaktır. Yatırım talebinin canlanması için düşük faiz ortamı ve siyasi istikrarın devamlılığı gerekmektedir. 

a

Yukarı